EuroLeague Kadınlar Çeyrek Final İlk Maçı
19:00
74 - 91
  • 3
    antik yunan mitolojisine göre, theseus´un gemisi, girit´te şanlı bir zafer kazanıp, memlekete dönmek için yola çıkıyor. sefer sırasında farkediyor ki, arkadan büyükçe bir gemi takip ediyor kendisini, zaten savaş yorgunluğu var, tekrar bir mücadeleye girip yıpranmamak için yelkenler fora diyip uzaklaşmaya çalışıyor, ağırlığı fazla diye her gün bir parçasını gemiden söküp atıyor. yerine bir parça koyuyor tabii, fakat arkadan gelen geminin kaptanı durup, her gün o parçayı alıp kendi gemisine monte ediyor, bu kadar büyük bir zafer kazandığına göre, theseus´un gemisinin mutlaka hikmeti vardır diye.

    kovalamaca bir sene sürüyor ve o sırada bütün parçalar değişmiş oluyor. bunun üzerine şu soru sorulmaya başlanıyor, artık takip eden midir theseus´un gemisi, yoksa kaçan mıdır? gecenin bu vakti boşa değil bu atıf, galatasaray bir gemi, rotası her daim avrupa ise, fenerbahçe ancak kovalamakta olandır theseus´a ait olanı. üstelik her bir kopan parçasını alsa da galatasaray´ın, gemiyi avrupa fatihi kılan o kültürü çekip çıkarması namümkündür. galatasaray´ın gemisi anlık mühimmatına bakılmaksızın hep öndedir. zira, ruhudur yüzdüren gemiyi o derin okyanuslarda.

    işte o derin galatasaray beşiğinin en güzel köşelerinden birinde sallanmaktadır galatasaray kadın basketbolu. tarihi yazar, tarihi okutur, kaçar, kovalanır, bocalar, tekrar öne geçer, ama hiç durmaz. çünkü anafikrini almıştır camiasının, tokadı önce ezeli rakibine vurur, sonra da ecnebilere. mecra avrupa, amaç kendisinden olmayan takımları yenmek düsturuyla. yarın da o günlerden bir tanesi, üvey evlatların en sessizi için.

    birilerine ancak futbol galatasaray, bazılarımıza ise armanın olduğu her yerde bayrağı göndere çekmek. kimse diğerinden daha fazla seviyor yarışına girmeden, herkesin kendi yüreği dahilinde adımları. ama bazen bir avuç, bazen salonlarca, maalesef ki uzun aralıklarla, bu takıma o parkede gönlünü düşürmüşler için, yarın düğün, bayram. an gelir mesela, caferağa önünde elektrik direğine yaslanmışım, binlerce fenerbahçe taraftarı arasında, seçebiliyorum bazı yüzleri, işaretliyorum, gizli gülüşler atılıyor orada, 15 kişi olacağız ancak. hepimiz birbirimizi biliyoruz, kazanma şansımız az, zaten lokal liglerde bir fenerbahçe hakemler kurulu, biz çıksak, onlar da giyecek sarı lacivert formayı, ama bizde de inat ya: yaşa galatasaray diye bağırmak için.

    2014 senesinde, biz bu ekaterinburg´u yenmesek iyiydi sanki düşüncesiyle, çünkü finalde rakip bizden güçlü fenerbahçe, bazılarımız inanıyordu, devamını getireceğiz diye. varşova´da küçük bir otel odasında izlemiştim o finali, şöyle düşünmüştüm son sekansta, alkolün de etkisiyle, sayın ali sami yen maç sonu soyunma odasına iner, beraber ağlardı kızlarla, hüngür hüngür, ölumsüz olsaydı eğer, beni en iyi onlar anlamış övüncüyle.

    yapacak birşey yok, ali sami bey´den emanet, sarı ile kırmızı, arma, bayrak, yürek ve niyet, ecnebilere gelmek için önce sırada bizi takip eden haydutlar var.
    o vakit, yarın fenerbahçe´yi, salamanca´da yeneceğiz arkadaşlar.

    çünkü, biz doğru gemideyiz;
    galatasaray ulan !!
App Store'dan indirin Google Play'den alın