• 502
    (bkz: salyangoz/#3063893)

    yazmayayım diyorum ama kendimi tutamıyorum söz konusu salyangoz olunca. çünkü bu arkadaşın dünya kavrayışını çok sorunlu buluyorum kendimce. herhalde hoca' ya, taylan'ı oynatmasını öğrettiği yazıdan çıkamıyorum. abimiz zamanda, a noktası ve b noktası belirliyor sonra cetveli koyup düz bir çizgi çiziyor ve b noktasında durup a noktasına bakıyor. tabii sadece haklı çıktığı konularda yapıyor bunu diğerleri unutuldu gitti zaten.

    yazısını okuyamayanlar için özetliyeyim: dünyada kategorilere ayrılmış insanlar var. muhafazakar ve liberal düşünme sistemine sahip insanlar. bunlar beyinlerinin farklı bölgelerini kullanıyor. ve dünyanın farklı ülkelerinde olaylara benzer reaksiyonlar gösterip benzer partilere oy veriyorlar. muhafazakar düşünme direkt koruma refleksi ile hareket ederken liberal zihin meseleyi anlama ve çözüm geliştirme temelli çalışıyor. galatasaray'da da bunun yansıması var ve son olaylarda terim'in yanında duranlar muhafazakar, yönetimin yanında duranlar liberal akla sahip. nereden öğrenmiş bunu derseniz, belgeseller ve youtube videolarından.

    nereden öğrenmiş olursa olsun ''bilim'' bu ve argümanlarını bilimle desteklediği için tartışmaya gerek yok. salyangoz haklı.
    ama bir sorun var. ben tam da salyangozu muhafazakarların safına katabilirim. çünkü salyangoz'un hem bilime hem topluma bakışı, onun tanımlamasına göre tam muhafazakarca.

    bir kere, yaşam ve insanlar kategorize edilemeyecek kadar karmaşık. ve olaylara reaksiyonları çok öngörülemez olabiliyor. salyangoz, bu karmaşıklığı, anlamaya çalışmadan, insanları ikiye ayırarak basitleştirdi ve çözdü. şimdi bu bahsettiği analitik düşünme mi... yani salyangoz liberallerin safında mı.

    mesela ben ,yazdıklarından anladığım kadarıyla, salyangozla aynı partiye oy veriyorum ama çoğu meselede terim' in yanındayım. şimdi salyangozun çizdiği hangi kümeye giriyorum.

    veyahut salyangoz muhtemelen terim ya da arda'nın takıma dönmesini istemezken liberallerin analitik aklıyla mı yoksa galatasaray değerlerini ''koruma refleksi'' ile mi hareket ediyordu. yoksa salyangoz korumacı bir muhafazakar akla mı sahip. eyvah...
  • 503
    kendisini tanımıyorum, yazdıklarına da karışamam. sözlük kendisine kanunlar dahilinde yazma özgürlüğü verdiği gibi, bana da onu engelleyip yazdıklarını görmeme lüksü bile tanımış. bana hiç uymayan, temelde farklı kaldığım görüşlere tanık olduğumda bu yolu uyguluyorum.

    ama iyi bir eleştiri olunca da dinlemek ve gelişmek istiyorum. bazen bildiğinin aksine öyle bir düşünce görürsün ki, kendi fikrin de değişir. bu değişimler büyük ihtimalle seni daha dolu bir insan yapar. o yüzden sevdiğim şeylere eleştiri geldiğinde bu yön de var mı diye bakmaya çalışıyorum. salyangoz'un fatih terim eleştirilerine de o gözle baktım, ama maalesef nefretten başka bir şey göremedim.

    bu da önemli değil, nefret etsin. sevme zorunluluğu yok. neticede o da bizim gibi yaşayan, düşünen bir insan. beni rahatsız eden, kendisi üzerinden bir takım yazarın söylemine yerleşmiş olan ve hiç de itiraz görmeyen bir sav: "fatih terim'i sevenler sürü psikolojisiyle hareket eden muhafazakar bir güruh, değişime kapalı, yer yer beyninin bazı bölümlerini kullanamayan fanatikler. ama terim'i her fırsatta eleştirenler öyle mi? onlar objektif, korkusuz, her zaman herkese karşı doğru bildiklerini söyleyen kişiler. onların önceliği galatasaray. onlar terimsporu değil galatasaray'ı tutuyor."

    hayır kardeşler, değil. böyle bir gerçek varsa dahi, bu gerçeğin referansı salyangoz nickli yazar değil.

    neden, anlatayım;

    birini, bir şeyi çok sevmek tehlikeli. hayatım boyunca, belli bir şeyi aşırı seven, her şeyden seven insanlardan korkmuşumdur. cidden bahsedildiği gibi yönlendirilmeye de, sevdiği şeye zarar vereceğini düşündüğü kişiye kolayca düşmanlığa da açık olur çok sevenler. çok sevmek objektifliğe de zarar verir evet. bu konularda kendisine katılıyorum.

    çok sevmek kadar zarar veren bir şey daha var ama: çok nefret etmek.

    bu arkadaşın başlığı dün popüler olunca nedir bu nümayişin sebebi diye yazdıklarına bir bakayım dedim. inanamadım. okudukça daha neler göreceğim diye gerisi geldi. fatih terim için yazdığı bazı şeyleri sizinle de paylaşayım:

    "galatasaray düşmanı" - (bkz: #1568044)
    "itibarsız. demirören'in pahalı oyuncağı" - (bkz: #1577390)
    "maskara" - (bkz: #1577762)
    "loser" - (bkz: #1597271)
    "ruhunu şeytana satmış" - (bkz: #1598638)
    "hain, zavallı" - (bkz: #1809846)
    "karaktersiz" - (bkz: #1958985)
    "aykut fenerbahçe efsanesi olarak ölecekken terim sadece zengin ölecek" - (bkz: #2177810)
    "yediği sikindirik dayakla 15 temmuz'un önüne geçmek istememiş de ondan konuşmamışmış. itin köpeğin maskarası oldu"- (bkz: #2207282)

    neyse yoruldum. kendisinin terim için yazdığı aşk mektuplarının tamamına şuradan ulaşabilirsiniz:

    (bkz: fatih terim/@salyangoz)

    ama favorimi de ayrıca yazacağım:

    "kendisiyle şampiyon olmaktansa tudor'la 8. olmayı yeğlerim." - (bkz: #2284592)

    bu yazılarda ben objektiflikten çok iliklere kadar işlemiş nefret görüyorum. yani hepimizin terim sevgisi kadar belki de nefretle dolu. olabilir, nefret edebilir. suç işlemedikçe hakkıdır.

    ama bu tavrın objektifliğin sembolü olduğu, takıma tarihi başarılar kazandırmış terim'i sevip korumanın şuursuzlukta özdeşleştirildiği ortama "hadi ordan" çekmek de bizim hakkımız olsun.

    terim'i aşırı seven nasıl yaptığı hatalarda bile olumlu bir şey görecekse, bu kafa yapısında olan insan da elbet yapılan her olumlu şeyde bir hata görmek isteyecek. terim kaybedince dünyalar onun olacak, kazansa bile "duran top çalıştır" diyecek, duran toptan 10 gol atsak genç yetiştir diyecek, onu yapsa başka bir şey diyecek. çünkü hayata bu gözlükle bakıyor. aşırı sevip tek eleştiri getirmeyen kişi ne kadar sorunlu bakıyorsa, bu arkadaş da o kadar sorunlu bakıyor.

    olsun bakabilir. elbette özgürdür. ama bu nefret dolu bakışın "önceliği galatasaray olan aklın yolu" olarak pazarlanmasından sıkıldım. eğer terim'i çok sevenlerinki terimsporluluksa, bu da anti-terimsporluluk.
  • 504
    (bkz: #3063893)
    yazdığı yazının özeti amigdalanın gıdıklanması..
    yazının en doğru tarafı, 3 tane salağın ortaya yem atması sözleri..
    ama arkadaşa şunu belirtmek istiyorum bu zamanda kime güveneceksin.. konu fatih terimin istifası bile değildi diyor evet ama dün mustafa cengiz'e fatih hoca ile yola devam edilecek mi sorusuna çıkıp fatih hoca isterse kalır diyor...be arkadaş, yarından tezi yok +3 kısmını opsiyondan değiştirip direk 3 ekliyorum diyemiyor musun ? ben mayısta gidebilirim ama fatih hoca kalacak kalmalı bu kirli düzenin hakkından bir tek o gelir diyemiyor...çünkü cümlenin sonuna fatih hoca böyle istedi diyor.
    bunu isteyen fatih hoca çıkıp mayısta bitiyor sözleşmem niye desin ? hadi zamanında 2+3 istedi.. şimdi sorsan fatih hoca ben istemiyorum der mi ?
    ya fatih hoca işgüzar ya mustafa cengiz yalancı..
    evet birileri yem atıyor doğru ama kimse mustafa cengize bu yemlerden dolayı kızmıyor.. mustafa cengizin her an herkes gibi herşeyi yapabilebilme yetkisinin bulunmasından tedirgin... bu adam * 3 sezonda 2 şampiyonluk kazandırdı.. defans yokken, forvet yokken...
    dün mustafa cengiz harika bir gaf yaptı. fatih hoca şapkadan tavşan çıkardı biz de fil çıkaracaz dedi.. herkes fili bekliyor sayın başkandan.. görelim bakalım fili..
    (bkz: #3064186) arkadaşın dediği gibi
    mesela ben ,yazdıklarından anladığım kadarıyla, salyangozla aynı partiye oy veriyorum ama çoğu meselede terim' in yanındayım. şimdi salyangozun çizdiği hangi kümeye giriyorum.

    aynı soruyu bende soruyorum. düşünce süzgecinden geçiren herkes gibi bende bir tarafta olmak zorunda oluyorum çünkü hayatımız, kararlarımız vs. yaşamın tamamı ya siyah ya beyaz arası grisi yok.
    kii... taraftarın direk gaza gelmesi değil yukarıda söylediklerimi gerekçe göstererek mustafa cengize yüklendi...
  • 505
    (bkz: salyangoz/#3063893)

    kendisi sozluge onemli katkilar sunmakta olan birisi. bir kullanici/yazar olarak oncelikle tesekkurler platforma ayirdigi vakit icin.

    yazisinda katilmadigim noktalar bulunmakta. detaya girmeye, daha dogrusu uzun alintilar yapmaya gerek yok cunku elestiri amacli kullandigi “dis gucler, turbanli bacilarimiz, son 18 yil” kelimeleri yeterli fikrimi belirtmek icin. bu anahtar kelimeler, ozellikle terim sevgisi/nefreti, elestirisi/destegi tartismalarinda siklikla kullaniliyor. bu kelimelerle birinin itham edildigini gormek herseyden once kocaman bir yanlis. siyaset sokulmasin anlaminda da demiyorum bunu. siyasetin dibine kadar futbola etki ettigi yerde siyaset de konusulmalidir. sadece “futbolun yan unsurlari” olarak. cunku kendisinin de kurallarini acikca bildigi ve bu entryisi dahil pek cogunda da muhtemelen belirttigi uzere burasi “kurallari olan bir spor sozlugu”. argumanin niye “kocaman bir yanlis” olduguna gelirsek; kendisi bilimsel calismalara, yapimlara muhtemelen ilgi duyan birisi oldugu icin gorecektir ki, taraftarlik ve siyasi parti tercihi birbirinden acik sekilde ayri kavramlardir. oyle olmasaydi herhangi bir parti zaman icinde girdigi hicbir secimi kaybetmezdi. daha dogrusu tarihte kazanan ilk siyasi parti girdigi tum secimleri kazanacagi icin ortaya baska partiler cikmazdi dogal olarak. o yuzden demek ki neymis? insanlar bugun gerek menfaat gerekse gercekten sevgi bagiyla bir siyasi figure (parti veya sahis) seviyor olabilir fakat kosullar degistiginde bu bagliligini benzer veya karsit cizgideki bir goruse kanalize etmis olabilir. gelelim bunun futbolla baglantisina. futbol taraftarliginda da ayni seyi mi dusunuyor yani bu yondeki fikrini merak ediyorum mesela. cunku siyasetten bir ornegi futbol konulu bir entry icinde gecirince, futbolda da ayni durumun gecerli oldugu kabul etmis olunuyor. galatasaraya kusup fenerbahce taraftarligina gecer mi mesela kendisi veya herhangi bir renktasimiz? fatih terim elestirisi uzerinden dunya goruslerini hic bilmedigi insanlari yaftalayabildigine gore, fatih terimi elestirip baska x bir teknik direktoru sevmekle, galatasarayi sevmeyi birakip fenerbahceye destek vermek arasinda da cok bir fark olmasa gerek. o yuzden basta soyledigim anahtar kelimeleri iceren elestirilerin hicbir hukmu yok. bunu sozlugumuz icinde siklikla goruyorum ve hic geregi olmayan bir benzetme oldugunu dusunuyorum. bunu da buraya yazma sebebim -muhtemelen- daha cok kullaniciya ulasacagini dusunmem. bu sekildeki her benzetmenin altina bunu yazmak istemiyorum. hangi baslik altinda daha fazla kisiye ulasacaksa ulassin, gercekten bikkinlik verdi galatasaray sozlukte baskalarinin hayati hakkinda bu tarz ahkam kesmeleri okumak. buraya yazma sebebim de dedigim gibi bu, yoksa kisisel olarak zaten tanimiyorum kendisini. bu anlamda bir garezim veya takintim yok, yazadursun.

    bir diger nokta da “terimin gonderilecegini dusununce uykulari kacanlar olmus “gulucuk” “ niye abi uykusu kacamaz mi insanin? herkesin hayattaki sevinc esigi, uzuntu esigi esit olmak zorunda mi? ustelik galatasaray sozlugu platformunda bu hissi alaya almak (bence yaptigi bu) kendisine hic yakismadi. insanin uykusu da kacabilir, bayilabilir vs vs. ayrica bilimsel gerceklere ve gozlemlere bu kadar inanan biri turkiyede futbol sevgisinin, taraftar olmanin nasil birsey oldugunu bilmiyor olamaz degil mi? ulke gerceklerinden bihaber bir arkadas oldugunu dusunmuyorum o yuzden bilerek bunu yazmasi cok daha garibime gitti.

    sozun ozu; kimse kimseyi kategorize edemez. hele de kategorize etmeyi, otekilestirmeyi yapanlari elestiren bir bakis acisina sahipken bunu yapmasi bu ne perhiz bu ne lahana tursusu dedirtiyor insana. yine ustelik de bunu elma ve armut gibi hayatin iki apayri dali uzerinden yapmasi yaptigi yanlisin tuzu biberi.

    dilerim bahsettigim tarzda cikislari sozlukte daha az goruruz. kapanis temennim de bu olsun.
  • 506
    fatih terim nefreti gözünü kör ettiği için onu savunanları koyun olarak niteleyen yazar. (bkz: #3063893)
    kendisiyle çelişiyor. bence kendi amigdalasını rahat bıraksın, çünkü terim nefreti bir sürünün işlevi esasen.

    burada her şeyden öne galatasaray'ın menfaatlerini düşünenleri bilimsel bir kaç lafla küçümsemek kimsenin haddi olmamalı. hele bunu tudorla gelecek 8.liği fatih terimle gelecek şampiyonluğa tercih edecek kişi yapamaz.

    insanları kategorize edenlerden usandık ayrıca. dünyada 0 veya 1 yoktur sadece (bulanık mantık).

    anlamadığım bir şey de bu yazarın küfürlü laflarının serbestliğinin nereden geldiği?

    not: (bkz: #3064198) kocum koseckiye teşekkür ederim. eline sağlık.
  • 507
    çuvaldızı kendine batirmayip, iğneyi sürekli bize batıran, sözlüğün eski moderatörü. dünyadaki en büyük sorunlardan birisi her zaman haklı olduğuna inanmaktır ve 18 yıldır ülkemiz bu konuda nirvanaya ulaşmış durumda. muhafazakarlik üstünden terim'e olan inancımız ve sevgimiz yüzünden kullanıldigimizi ima etmiş. yalnız ülke liberallerinin ne olduğunu düşününce muhafazakar olmak çok yanlis olmayabilir, ünal aysal baskanda liberallik adı altında hareket etti, onun sonucu da ortada.

    atatürk dışında, herkes eleştirilebilir benim gözümde. en katı olduğum nokta odur. fakat siyasal islamcıların yaptığı gibi ne var yani atatürk elestirilemez mi diyerek, hakaret etmek, gerçekleri çarpıtmak başka bir durum. bütün gs sevdalıları için önce galatasaray gelir. sonrasında gelen sıralamalar değişebilir, benim için terim gelir. yapıştırılan sıfatla terim biatcisiyim.

    maç günleri, maç öncesi kadroda terim'i eleştirmeyi seven yazarların istemediği bir oyuncu varsa başlığı bir anda alevleniyor, maç esnasında iyi gidiyorsan başlığı sakın, kötü gidiyorsak alev artıyor, birde yenildiysek benzin yetişmiyor. ama yenersek gayet sakin bir başlık olarak alt taraflara doğru gezinince karşımıza çıkıyor. terim'i en cok elestirenlerden birisi kaideyi taciz eden istisna. buna rağmen o da bir terim biatcisi olabilir. maçı izlerken ya da özel hayatimizda terim'i elestirmedigimizi ve sabah akşam i love you terim diye gezdigimizi mi sanıyorsunuz. bir çok kez maç bitiminde, kendi futbol görüşüme göre eleştirel yazı yazmak için terim başlığına giriyorum, yazılanları okuduktan sonra ise kendimi terim'in şövalyesi gibi hissederek yazmaya başlıyorum. terim'i sürekli savunan muhafazakâr olduğu iddia edilen yazarların bunu yapma sebebi liberallerin eleştiri adı altında terim'e saldırmaları olabilir mi.

    terim'i sevmeyen bilirsiniz, bana çok mantıklı gelmese de saygi duyulması gereken bir durumdur, aynı bizim sevmemiz gibi. sözlükten tanıştığım,.her konuda çok güzel sohbet ettiğim, terim'den pek hoşlanmayan yazar arkadaşımla hiç sorun yaşamadan konuşabiliyoruz. çok sevdiğimi bilmesine rağmen bir gün bile biatcisin demedi. ben haklıyım yerine, kibrimizden biraz odun verip, çuvaldızı kendimize de batirirsak, bir çok konuda anlaşmamız daha olası.
  • 508
    (bkz: #3059312)
    (bkz: #3063893)

    bu renktaşımız dünyada fatih terim’den en çok nefret eden insan olabilir. yıllardır da bunu gizlemez. bir beşiktaş, bir fenerbahçe taraftarından daha büyük bir nefret duyar imparatora karşı. duyabilir, kendince sebepleri vardır. ancak insanların fatih terim’e olan sevgisini satır aralarında “muhafazakar insanlar dar bir bakış açısına sahiptir” düşüncesine indirgerse (-ki indirgemiş) gerçekten kendisine güldürmüş olur. oysa dönüp aynaya baksa, terim konusundaki bağnazlığını görecek ve aynısının laciverti olduğunu farkedecek. gerçi amigdalası gıdıklanmadığı için hissetmiyor olabilir bir şey diyemem.

    edit: imla.
  • 509
    (bkz: #3063893)

    kendisine çok kötü bir haberim var. dün malum haber çıkınca mustafa cengiz yönetimine hiçbir mecrada ne saldırdım ne saldırma eğiliminde bulundum.

    gayet analitik düşünüp * liderlik derbisi öncesi bizim yönetimin takımın efsane teknik direktörünü kovamayacağı fikrine varıp rahaaat rahat uyudum.

    ama tabi nat geo wild'dan da iyi bilemem o ayrı.
  • 518
    en son 3 yıl önce entry yazmış.

    2017'de okur-çaylak olduğum, 2018 yılında ise yazarlığa alındığımda kendisi moderatördü. siteye alışmamı sağlayan, kuralları öğreten ve her sorduğum soruya içtenlikle cevap veren biriydi. aşırı derecede saygı duyuyorum kendisine ama 3 yıldır entry girmediğini görünce tedirgin olmadım değil. tanıyan varsa bilgi verirse cidden çok mutlu olurum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın