• 27
    fm 2010'da galatasaray'la 3.sezonda şampiyonlar ligi yarı finali oynamak.. çeyrek finalde inter'i, deplasmanda 3-1 yenip, ali sami yen'de 3-1 yenildikten sonra penaltılarla geçtim.. rakip yarı finalde bir diğer italyan milan'dı.. istanbul'da 2-0 öne geçtiğim maç 2 dakikada yediğim 2 golle* 2-2 olmuştu ama son sözü 90'da mehmet topal söyledi.. rövanş ise 11 senedir oynadığım fm tarihinin en unutulmaz maçlarından birine sahne oldu.. 85. dakikasına 2-1 önde girdiğim maçın normal süresini 85 ve 90+4'te yediğim 2 golle 3-2 yenik kapattım.. uzatmaların ilk devresinde ard arda yediğim 2 gole bir de 10 kişi kalmam eklenince umutlarımı tamamen tüketmişken, 116. ve 120. dakikalarda barosla bulduğum 2 golle odamda tur atmaya başlamıştım.. ama son 1 dakikada takımı tamamiyle savunmaya çekmem de pato'yu durduramadı.. 120+1'de attığı golle beni bilgisayarin başında uzun süre boş boş ekrana baktirdi..*

    not: biraz uzun oldu ama gerçekten çok etkilenmiştim..*
  • 28
    cm 2003-2004 te almış olduğum hatayspor'u, hatırlamadığım ligten idi, 30 sezon oynatıp başarıdan başarıya daldan dala, kıtalardan kıtalara koşturmuştum ki oyunu save lediğim dosya artık açılmaz oldu ve menejerlik hayatımı o dosya ile bende gömdüm. o günden sonra ne zaman menejerliğe başlamaya yeltensem hatayspor gelir aklıma ve hüzünlenir oynayamam. mouse tıklamaz olur, oyuncular koşmaz olur, yüreğim parça parça olur. işte bu da benim menejerlik oyunlarını bırakmamın sebebidir. yaradan kimseye yaşatmasındır.
  • 29
    fm2010'da ligde kotu giderken, * turkiye kupasi ceyrek finalinde besiktas ile karsilasiyorum. ilk mac kendi sahamda saka gibi 10 kisi besiktastan batuhan'in 3 golunun de yardimiyla 4-0 yeniliyorum. hem de kirmizi kart ilk yarida ferrari gordu. gerci yenilgide, ferrarinin atilmasindan sonra forveti 4lememin de payi var ama neyse. rovans gunu geliyor. hic umutlu degilim. ayni sistemde oynuyorum. evet inanmayacaksiniz ama 5-0 yeniyorum kendilerini. arda'nin muazzam oyunu, * ve 86'da gelen 5. gol ile bir anda goool diye havalara ucmam ve macin o skorla bitmesi. sonra gercek hayatta olsa ne olurdu diye dusundum ama sonra farkettim ki rijkaard 4 forvete donecek kadar mal degildir heralde hem de yenik durumda degilken. *
  • 31
    altay ile dolu dizgin devam ettiğim oyun...

    #239246'den devam edelim. rijkaard hollanda milli takımına geçmiştir. bende yaklaşık 1 milyon pound olan bütcemle free pozisyondaki 6'si yabancı 10 oyuncu alıp vasat oyucularla yolları ayırarak süper lige başladım. galatasaray'dan berk'i tekrar kiraladım. bu arada fenerbahçe benden takoz grubumdaki bir oyuncuya 1,5 milyon pound verdi bende haliylen kabul ettim. gel zaman git zaman fenerle çeyrek final oynuyordum ki bizim eleman güizayı kesmiş ve ilk 11'e girmiş. üstüne bana iki de gol attı. neyse ki 1-1 ve 3-2 ile turladım.

    ligi galatasarayın 7 puan ardından 2. bitirip kupayı alarak sezonu tamamladım. 13 milyonluk bir transfer bütçesine sahip oldum. meksikalı wonderkid olan galvan'ı transfer ettim ayrıca serdar eylik, yiğit incedemir, serdar kurtuluş, eren güngör, koray çölgeçen, mahmut bezgin, erdal çelik ve ergün teber'i çok cüzi fiyatlara kadroma kattım. paramın sadece 4 milyonunu harcadım. ön elemede karşıma zenit çıktı ve ilk maçta şok bir skorla evimde 4-0'lık bir galibiyet aldım. şimdi süper kupa maçı var önümde...

    (bkz: to be continued)
  • 33
    saviola'yı river plate den alıp juventus'a getirmem.ve ilk maçında trezeguet ile yardırmaları.12-0 bitmişti.8 gol saviola'dan gerisi trezeguet'den.

    bir arkadaşımın anısı :
    cm 97-98 oynamaktadır m.unitedi bir türlü yenememektedir.kaydet çık vs...bir hafta ugrasıp yenemiyor ve winampta mehter marşı çalmaya başlıyor.o çalarken oynadığı maç 5-0 bitiyor.
    kastamonuspor 5 - m.united 0

    veron'un orta sahadan frikikten gol atmaları.
    maxim tsigalko'nun her sene 60-70 gol ve asistle oynaması.
    ismini unuttum bir futbolcumun ölmesi...
  • 34
    zenit st. petersburgla başladığım kariyerimde, zenitte 2 şampiyonluk, 2 rusya kupası, 1 uefa kupası aldıktan sonra, zor durumda olan galatasaraya gelmem.galatasarayın geçen sezon ortasında arda, hakan balta, servet ve bilumum bikaç adam daha satmış olduğunu ve yaklaşık 60 milyonluk bir gelir elde ettiğini görmem.ardından sezon başı bütçesini 50 milyon falan beklerken 3 milyon olarak görmem.ona rağmen freelerden dehşet bir takım kurmam.(saviola, drenthe, keirrison, milito vs..)
    geçen sezonun beşinicisi olarak uefaya erken başlamam, sezona dehşet giriş yapıp ilk 10 haftada ligde sadece 2 gol yiyip 36 gol atarak 10da 10 yapmam.saviolanın daha 10. haftadan toplamda 19 gole ulaşması, drenthenin 12 asist yapmış olması...unutulmaz anılarımın ufak bir bölümüdür.amaa....
    tüm bu dehşet kariyerin ve takımın, oyun kaydediliyorken bir anlık voltaj düşmesiyle uçup gitmesi..
    2 ay kendime gelemedim yeminle.
  • 35
    cm 03-04' de inter'le milan maçındayım. bitime 2-3 hafta var ve 2 puan üstte birinciyim.sene başında co-own olan adriano'yu kadroma katmıştım. 4-4-2 düzenininde adriano-martins forvet hattı ile maça başladım. milan shevchenko önderliğinde beni mahvetti ve 60. dakikalarda bu zatın hattricki sonucu 0-3 geri düştüm. bende bu gazla orta sahamdan bir oyuncu çıkartıp kallon'u oyuna soktum. bu değişikilk oyunun yönünü bana çevirdi ve 75. dakikalar civarı skor adriano'nun 2 golü ile 2-3'e geldi. asistler kallon'dandı. bende bu gazla formasyonu nası bir cehaletse 4-3-3'ten 3-3-4'e getirdim oyuna ventola'yı sokarak. bu değişiklik oyunu karşıya tamamen yıkmama sebep oldu ve adriano 2 gol daha atarak skoru 4-3 e getirdi son dakikalara girilirken. asistlerden biri ventola'daydı bu sefer. ve uzatma dakikalarında bir penaltı kazandım. adriano bunu da attı ve maçı 5-3 kazandım. adriano bu maçından sonra gol krallığında arayı 10 gol falan açmış oldu rakiplerinden...

    (bkz: cm ve fm yolunda çürümüş hayatlar)*
  • 38
    çok ilginç bir olay olmasa da 29. dakikasında 3-0 geride bulunduğum beşiktaş maçını 3-4 kazanmamın şahsımda hatırası büyüktür. maçın hikayesi:

    dk. 5 sol taraftan açılan ortayı bobo saçma sapan bir vuruşla ağlara gönderiyor. 1-0
    dk. 27 uğur inceman ceza sahası dışı sağ çaprazdan mükemmel vuruyor. 2-0
    dk. 29 nihat, uğur'un golünün aynısını sol çaprazdan atıyor. 3-0

    3-0'dan sonra "kaybedecek bir şeyimiz kalmadı" mantığıyla takımı tamamen ofansif bir taktiğe geçiriyorum.

    dakikalar 33'ü gösterdiğinde harry kewell, gollerine alışık olduğumuz sol çaprazdan yazıyor ve umutlanıyorum. 3-1

    soyunma odasına 3-1 yenik giriyoruz. 2. yarıya kondüsyonu tükenmiş durumda olan arda ve nonda'dan yoksun, ayhan ve serkan çalık değişikliğiyle başlıyorum.

    70. dakikaya girdiğimizde umutlarım tükenirken keita sağdan yardırıp elano'ya çıkarıyor ve skor 3-2 oluyor.

    80'de yorgun elano yerine oyunda hücüm özellikleri fena sayılmayan barış özbek'i oyuna alıyorum.

    dakikalar 90+1'i gösterdiğinde ayhan orta sahada top kapıp keita'ya aktarıyor, keita ise barış'a yolluyor. barış sıfıra inip serkan çalık'a yolluyor ve serkan topu boş kaleye yuvarlıyor. 3-3

    skor 3-3 olunca 1 puanı kurtarmanın çoşkusunu yaşıyorum, mustafa sarp'ı hesaba katmadan.*

    dakika 93. beşiktaş yükleniyor. mustafa sarp ceza sahamızın biraz önünden topu kapıp deli gibi sürmeye başlıyor.* sol tarafta yardırır durumdaki kewell'a aktarıyor. kewell sıfıra inip deparın allahını atıp ceza sahasının hemen dışında top bekleyen mustafa sarp'a yolluyor. sarp topu iğne deliğinden geçirip sol köşeye yolluyor. 3-4

    2-0- 2-1 gibi bir skorla kazansam pek umrumda olmayacağı bir maçı, 3-0'dan çevirmenin etkisiyle beşiktaş'ı gerçekten yenmişiz gibi seviniyorum. *

    bu da böyle bir fm anımdır.

    http://yfrog.com/e4bjkgsj

    not: oyun fm 2008 olup yeni transferler şahsım tarafından editlenmiştir.
  • 39
    takım süper mükemmel harika top oynamaktadır ama gol kısırlığından ötürü her neredeyse her maç 1 puana mahkum olup 8 haftada 13 puanla 8. sırada kalır. bunun üzerine bir kaç oyuncu basına kulübün başarısız olduğu yönünde demeç verir. ancak o günden sonra çıkışa geçen takım 9. haftada lig lideri trabzonspor'u 3-0, şampiyonlar ligi'nde deplasmanda dinamo'yu 5-0, 10. haftada fenerbahçe'yi deplasmanda 3-0 yener ve şu haber gelir:

    "sabri sarıoğlu thinks club is underachieving"

    alakalı durumlar için (bkz: #343945)
  • 40
    fm 2009... almışım hoffenheim'ı. maksat biraz macera yaşamak, biraz sempati duyulan takımla başarılar yaşama isteği, biraz artistik, biraz da heyecan...

    ilk sezon amaç iyi bir taktik oturtup ligi orta sıralarda bitirmek. günü kurtarmaya yönelik transferler yapıyorum. yanına da tabi uzun süre oynatabileceğim oyuncuları da almak lazım. mesela caner erkin. başlıyorum sezona. fena da gitmiyorum, ama büyük takımlara karşı oldukça zorlanıyorum. ilk sezon kupada 1-2 tur geçip ligde de 9. oluyorum.

    2. sezon marquinhos, andre pierre gignac gibi güzel transferlerle oldukça iyi bir hava yakalıyor takım. büyük başkan dietmar hopp sağolsun. büyük takımları da zorlayan bir durumdayım. sezon müthiş geçiyor. bayern münih arayı açmış iyice, 13 puan. ben schalke ile 2.'lik mücadelesi veriyorum ve sezonu müthiş bir çekişmenin ardından 2. bitiriyorum.

    inanılmaz bir heyecan var içimde. eee, şampiyonlar ligi'nde oynayacağız. hazırlık dönemi, yeni transferler, yaşlı oyuncularla yolların ayrılması falan, geçiyor zaman. yeni sezonun başlamasına 1-2 hafta kalmış. giriyorum oyuna ve fm hata veriyor. işte o an yıkıldım be sözlük. bir daha da açılmadı o kariyer. deli oldum anlayacağın.

    ama olsun... 2 senede hoffenheim'la elde ettiklerim yetmişti bana, mutluydum yine de... ***
  • 42
    football manager 2010'un ilk çıktığı zamanlarda hemen galatasaray ile başlamıştım doğal olarak. ilk sezon uefa avrupa ligi'ni alıp ligde şampiyon oldum.

    profiline güvenmesem de; sevdiğim, beğendiğim bir futbolcu olan turgay bahadır'ı ikinci sezonda satılık listesinde görünce aldım. o turgay bahadır target man olarak öyle muhteşem oynadı ki, tek forvetli taktiğimi çift forvete çevirmek zorunda kaldım. 4-4-2'de milan baros - turgay bahadır ikilisi barcelona, inter, real madrid bütün devleri dağıttı şampiyonlar ligi'nde.

    hiçbir hile, save&exit vs. olamamasına rağmen bu performans gelince, turgay gözümde fm efsanesi oldu. bu da böyle bir anımdır. başka anılarda görüşmek üzere, hoşçakalın...

    edit: resimleri eskiden yayınladığım bir yerden buldum.

    cl grubumuz: http://img20.imageshack.us/img20/3091/4clclcl.jpg
    grup barcelona: http://img503.imageshack.us/img503/4926/6barca.jpg
    çeyrek final inter: http://img689.imageshack.us/img689/7498/3inter.jpg http://img502.imageshack.us/img502/2794/5inter.jpg
    yarı final everton: http://img690.imageshack.us/...90/3504/3everton.jpg http://img2.imageshack.us/img2/5606/5everton.jpg
    final real: http://img263.imageshack.us/img263/4507/8real.jpg
    en önemlisi oyuncu istatistikleri: http://img97.imageshack.us/img97/9899/2stats.png

    baros ve turgay'ın gol asist sayılarına dikkat.
  • 49
    fm 2008'de şampiyonlar liginde bayern münih deplasmanı. 10. dakikada öne geçiyorum 14. ve 15. dakikada yediğim gollerle sevincim kısa sürüyor derken 18 20 ve 22. dakikalarda üst üste goller bulup durumu 2-4'e getiriyorum. bu skora yatıp maçı alırım düşüncesiyle sevinirken 33. dakikada yediğim golle stresli dakikalar başlıyor. bari ilk yarı böyle bitsin dememe kalmadan 45. dakikada 4-4 oluyor. devre arasında taktik değişiklikleri yaparak ikinci yarıya umutlu başlıyorum. ilk 15 dakika golsüz geçilirken 62. dakikada golü yiyorum. daha üzüntüsü geçmeden 65'te durum 6-4 oluyor. bu dakikadan sonra ekran başında pes pese gol yiyen kalecinin sikerim boyle hayati oturusunu sergiliyorum. bitsin artık bu maç diyorum ama bitmiyor. 83 ve 90. dakikalarda birer gol daha yedikten sonra maç 8-4 bitiyor.

    http://yfrog.com/5cbayerntj
    (bkz: elin oglu acimiyor)
  • 50
    fm 2011... takım galatasaray... *

    2. senemdeyim. sezon ortasında hala daha afedersin s.k gibi kadro var. mustafa sarpı yeni iteleyebildim, baros kaçtı tutamadım, ardayı satmak zorunda kaldım falan fişmekan...

    yerlerini doldurduydum ama ha. bosman ile afellay, samaras ve novikovas'ı aldım (adamımdır, alınız bak). ama olmuyor ya. bir türlü takım istikrar sağlayamıyor. lig de hayvan gibi zaten, sekizinciyle birinci arasında 2 puan fark varken bitti ilk devre, o derece.

    türkiye kupasında gruptan zar zor, uefa avurpa liginde de ite kaka çıkmışım zaten. taraftar isyanlarda. biliyorum abicim diyorum, ben de galatasaraylıyım, anlıyorum üzüntünüzü ama nafile. kelle istiyorlar. sonra efenim uefadan eleniş (villareal'den aynı tarife, 2. tur ilk maç 2-2, ikinci maç 0-3), ligde arka arkaya 2 mağlubiyet... düşüyorum liderin 7 puan gerisine, 7. sıraya... baskı galatasaray patronunun üzerinde diyolla, sorular hep aynı, hala istifa etmeyişinizi neye bağlayalım diyolla... anana bi sor bakalım diyorum. lan niye bırakayım gül gibi takım yapmışım yaş ortalaması 23... sigee deyip kovuyorum ama, ligde beşiktaş deplasmanı var, hakikaten bi baskı var, hissediyorum. acaba kaydetsem mi diyorum ama, bunca yıllık fmciyim, öyle ibnelik yapmam ben diyorum, vazgeçiyorum... hem frankfurt ve birmingham da boşta, oraya geçeriz olmadı falan... (ibnelik derken, ben yaparsam öyle hissederim yani, yapan ibneleri... ee oynayıcıları tenzih ederim)

    neyse, başlıyoruz maça, necip 900 metreden gömüyor 5. dakikada. lan diyorum, birmingham düşme potasında, frankfurt ortalarda, en güzeli frankfurt falan demeye kalmadan, ferrari sağolsun musa'nın ayağını eline veriyor, hop gitti bi adam. barış var yedekte onun yerini dolduracak... emre çolak'ı alsam olmaz, çok ofansif... sen gel ulan ayı diyorum barış'a, sokuyorum oyuna. yek gol ümidim afellay'ın samaras'a vereceği ara topları ha. neyse.

    ilk yarı öyle bitiyor. ikinci yarıya çıkmadan son kozlarımı oynuyorum artık. isaac promise'ı alıp çiftliyorum forveti, cana'yı alıp pino'yu sağa çekiyor, afellay'ı amc'ye alıyorum. "may god be with u aslanlarım" diye bağırıyorum çıkarlarken, babam içerden "bi şey izliyoruz lan burada" diye karşılık veriyor, pısıyorum...

    her türlü baskı üzerimde abicim, saçlar beyazladı beyazlayacak. 73'e kadar commentary'de bile bir şey çıkmıyor anasını satayım, bırak pozisyonu... ama sonra barış 30 metreden bir abanıyor... piii! hakan da içerde. 1-1.

    geç onu. 89.'da barış bu kez sağdan yardırıyor. samaras içerde bomboş, promise sola çapraz koşu yapmış, arka direkte... aha diyorum yardımcı 2 dakika gösterdi, attık mı bitecek, ortaya çıkar öküz barış... barış vuruyor... anelka'nın cordoba'ya attığı gibi kafa üstü 2-1.

    beşiktaş maçı sonrasında gururla çıkıyorum basının karşısına. "nööldü len?" diye başlıyorum basın toplantısına. hakkım var buna. neyse. şu an ligde ikinciyim, bursa'nın 1 puan gerisinde. 5 maç üstüste gol yemeden kazandım.

    seviyorum lan seni fm. 8 saattir aralıksız oynuyorum, hala kalkasım yok başından.

    edit: o kadar yazdık, okuyun, yok özet mözet.

    edit2: alın bakalım. bunlar 32. hafta capsleri. nazar değdi, bursa'ya yenildik 32. haftada. hepimiz 65 puandayız. bir yerli içki dahil

    http://img812.imageshack.us/f/39980213.png/ kadro

    http://img6.imageshack.us/f/28397692.png/ aha bu da puan durumu. inandık olm!
App Store'dan indirin Google Play'den alın