• 4602
    galatasaray yönetiminin hatta galatasaray camiasının ne denli pasif olduğunu maalesef gözler önüne seren stadyum ya da spor kompleksidir.

    milenyum çağına gireli yaklaşık 15 sene oldu. yıllardır yeni stad yeni stad diye kıçını yırtan bir camia ve sahip olduğunda sahip olduğu bir değere sahip çıkamayan, hakkını aramayan insan sürüsü.

    mesleğim inşaat üzerine ancak bazı şeyleri bilmek için inşaatçı olunmasına gerek olmayan birkaç durumu anlatmak istiyorum.

    1 stadyumun ve çevre tasarımın mimarisi ve uygulama kalitesi;

    henüz stadyum inşaatı hafriyat aşamasındayken birçok yere stadyumun maketleri konuldu. hatta kimse anlamasa bile internet sitelerinde stadyumun planları, kesitleri, sistem detayları anlatıldı. daha üniversite yıllarında sözlüğe stadyumun çatısının kapanmasının mümkün olmadığını söylemiştim. o zamanlar mühendislik terimlerini çok bilmesemde basit bir statik hesapla bunun mümkün olmayacağı zaten belliydi. çizilen prole ile alakası olmayan stadyum çatısı gecekondularda kullanılan alüminyummu yoksa çelikmi belli olmayan levhalar ile kapatılmış. ancak projede şuan vpdafone arena da yapılması planlanan şeffat malzeme ile kapatılması planlanıyordu ancak yapılmadı. mühendis olanlar bilir, inşaat yapılırken temel altı drenajlarında rezervasyon bırakılır ve suyun tahliyesi sağlanır. ancak bu stadyumun çimlerinin altındaki alanda suyu tahliye eden drenajların tamamına yakını tıkanmıştır. bu yüzden şiddetli bir yağmur sonrası çimlerin üzerinde yürünmesi halinde zemin katılaşır ve çimin yerine bir toprak tabakası oluşur. gelelim stadyumun dış cephesine. çinden getirilmiş birkaç parça dandik kompozit ve çift kat temperli cam dışında hiçbir kaplama malzemesi yoktur. geriye kalan noktalar ise brüt beton olarak bırakılmıştır. brüt beton belki bir tasarıım unsuru olarak bırakılabilir ancak burda görsellikten tamamen uzak tamamen bir boşvermişlik ürünüdür. stadın iç mimarisine zaten hiç girmemek lazım. zeminin bir bölümü silme bir bölümü ise asfalttan bozma mimarlik kitabında ismi olmayan yer yer çatlayan bir malzeme kullanılmış. tuvaletlerin seramiklerinde ne gönye var ne ip çekilmiş. adamın tekine 20-30 palet seramik verilmiş "yapıştır kardeşim" denilmiş ve geçilmiş. aslanlı yol diyo pohpohlanan bölümde ise belediyenin koyduğu birkaç bank ve çöp kutuları yer almakta.

    2- stadyuma ulaşım;

    "stadyuma metro gelecek ulaşım çok kolay olacak", "stadyumun yanına katlı otopark yapıldı galatasaray taraftarı rahat edecek", "otobüs seferleri hiç durmayacak", "istanbulda ulaşımın en kolay olduğu yer" valla yermişiniz yemezmisiniz ancak bu stada ulaşım olimpiyat stadına ulaşımın bir tık üstündedir. günümüzde 3 günde 700 m2 lik bir katın inşaası mümkün, 1 yılda 1000 dairelik bir konut projesini tamamlamak mümkün. 2 yılda 20 km lik bir metro ağını oluşturmak mümkün. ancak ne hikmetse yatlaşık 8 aydır seyrantepe metrosunda yenileme ve testler sonuç vermiyor. ya kardeşim biri bana anlatsın bir metro testinin hala sürdüğüne inanıyormusunuz. aylardır şu stadyuma elinde bastonuyla yaşlı başlı haliyle kilometrelerde yürümek zorunda kalan insanlara hiç acımıyormusunuz. stadyumun yanında olan otoparktan çıkmak için yaklaşık 2 saat boyunca stabil vaziyette toz duman ve korna seslerinin arasında durmaktan çokmu memlunsunuz. buna ses çıkarmayan taraftarı görünce ve durum hakkında tek bir kelime etmeyen insanları görünce gerçekten şaşırıyorum. birileri üzerimizden show yaparken biz hala tem in üstündeki köprüye merdivelerden penguen gibi çıkmaya devam edeceğiz.

    3- stadyumdaki sosyal imkanlar;

    maçtan önce sanayi mahallesindeki tatlıses kebap dışında oturup besin alabileceğiniz ya da arkadaşlarınızla stadyuma yakın bir yerde vakit geçirebileceğiniz bir alan yok. hadi onuda geçtim işten döndünüz ve karnınız aç. stadyumun içinde adana yüzevler ismiyle iş yapan, 4 günlük döneri sandviç ekmeğinin arasına koyup millete 20 tl ye satan, sabah torbalarla topladığı soğuk simitleri 5 liraya simit sarayı adı altında satan stadyum kültüründen uzak, allahın gücüne gitmesin ancak rezalet bir besin kaynağını insanlara sunan bir alan.

    tüm bunları niye yazdım ya da neden kafanızı bu kadar ütüledim. bir düşünün. ne olursa olsun maçlara iyi ya da kötü gelen, hiç durmadan bağıran, hayatındaki en güzel anlara galatasarayı ekleyen bir taraftar bunu mu hak ediyor. cebindeki son kuruşla passolig massolig dinlemeyip bastırıp parayı kombine alan taraftar niye evine, su almış ayakkabısıyla, dayak yemiş gibi dönüyor. birileri açılışında show yapıcak diye neden metrosuna binemiyor.

    bir düşünün. işterseniz off düşüna defalarca basabilirsiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın